Tanıtım

Bilinen en eski endüstrilerden biri olan ve başlangıcı on binlerce yıl geriye uzanan seramik, çok yüksek sıcaklıkta pişirilmiş toprak, olarak tanımlanır. Gerek bu denli kadim ve yaygın, gerekse toprak, su ve ateşin birlikteliğine dayalı oluşu, ona teknik olduğu kadar gizemli bir nesne kimliği de kazandırır: Kimileri, ateşin her şeyin aslını, özünü meydana çıkarışından hareketle, seramiği, toprağın hakikati olarak görür. Bu kadim ve kimi zaman gizemli alan, endüstri devrimini takiben, bir kâse, bir tabak, bir küvet ya da bir karo olmaktan başka, sanatsal arayışların da adresi olur. 20. Yüzyılın başında seramik kapla başlayan sanatsal seramik olgusu, ki stüdyo seramikçiliği diye bilinir, 1950 sonrasında heykelsi çalışmaları da içerecek şekilde gelişir. 1990 sonrasındaysa enstalasyondan performansa uzanan çağdaş sanat pratiklerinin bir parçası olarak görürüz seramiği.

Seramik sanatının 20. Yüzyıl boyunca tecrübe ettiği bu dönüşümde bu dala ilişkin yükseköğretim programlarının da önemli bir payı vardır. Bu programlar, 21. Yüzyılı idrak ettiğimiz bu günlerde, bir yanda seramik dalını zanaat-tabanlı geleneksel yönüyle diri tutmak isterken diğer yanda bu malzemenin modern bir endüstriyel ürün olduğunu vurgulamak ister. Bunlara, en tipik biçimde seramik-heykel denilen olguda karşılaşıldığı üzere, seramiğin salt sanatsal amaçlarla ele alınışı eklenir. Tüm bunların şekillendiği temelse seramik kimyası ve teknolojisidir. Dolayısıyla seramik eğitimi, yaratıcı düşünmenin işlevsellikle, tasarım gücünün malzeme bilgisiyle harmanlandığı, sanat/tasarım tarihi ve teorisiyle desteklenen çok boyutlu bir mecradır.

2009-10 Akademik yılında öğrenci almaya başlayan Bölümümüz, bu doğrultuda, öğrencilerini, çömlekçi çarkından bilgisayar destekli tasarımlara, sanat tarihi ve kuramından alternatif pişirim tekniklerine uzanan zengin bir içerikle yetiştirmek arzu ve kararlılığındadır. İnsan medeniyetinin varlığını büyük ölçüde sanal bir âlemde devam ettirmek yolundaki adımları gün be gün belirginleşmekte olsa da, pişmiş toprak levazımatın sıcaklığının, binlerce yıldır olduğu gibi, yaşama dokunmaya devam edeceği şüphesiz gibi görünmektedir. Son olarak 15’le sınırlanan öğrenci kontenjanı ve yeterli fiziksel donanım da, bölümümüzün bir artı değeri olarak vurgulanmalıdır.